resmi çizilen yazılar
12 Mayıs 2013 Pazar
özgürlük hava yolları
dalgalı bir güneşte
boğulmaktı hedefimiz
sen ben ve biz...
bir dilek tuttuk...
uçuşumuzun adı
özgürlük hava yolları...
ve artık aşk
sonsuzluğa çeyrek uzakta...
güneşe sür kaptan...
5 Mayıs 2013 Pazar
ada
denizi olmayan bir adaya düştüm
parmaklıksız hapishane gibi...
bir deniz feneriydim sanki
sevgilim hiç gelmeyecek o gemide ki...
doruksuz bir dağa tırmandım...
o zirveyi hiç görmedim ki...
her gece ateş yakıyordum
güneşi olmayan dünya gibi...
yeni bir hayata başlıyorum
parmağında olmayan yüzük gibi...
4 Mayıs 2013 Cumartesi
bir hiçin eseri
bulutları astım bir ipliğe
kurumaları için...
bir papatya kopardım bugün
fallara inanmak için...
bir uçurtma yaptım bugün
sana uçması için...
sözlerimi yaktım bugün
dumanında ağlamak için...
güneşi suladım bugün
bunların hiçbirini görmemen için...
28 Nisan 2013 Pazar
dönsün dünya
değersizdir bazen sözler
durmak gerekir...
değerlidir bazen düşler
ağlamak için düşmek gerekir...
ağla ağla dünyayı bir ipe bağla...
sen ona baktıkça
o koşar başka tarafa...
artık kovalama
vur kadehi
dönsün dünya...
durmak gerekir...
değerlidir bazen düşler
ağlamak için düşmek gerekir...
ağla ağla dünyayı bir ipe bağla...
sen ona baktıkça
o koşar başka tarafa...
artık kovalama
vur kadehi
dönsün dünya...
24 Mart 2013 Pazar
düne yakın
her şey güneşi görmemizle başladı...
tek düşüncemiz kaçmaktı...
özgürlük bir denizcinin
iki dudağı arasındaydı...
heyyamola.
kanatlarımız açılmıştı rüzgara...
dünyayı döndermiştik bir kere
ters tarafa...
sız eki bizim için terk etmişti
çok sevdiği imkan kelimesini...
imkansız değildi artık
bir rüyanın beş adım ötesi...
son sözü söylemiştik bir kere..
özgürlük düne yakın ya da yarın...
23 Mart 2013 Cumartesi
gösteri
kalbimi aldın kır al içe
bedeni asil
ölü bir kral sizlere...
ve
tanrı tarafından dışlanmış
ilahi bir fahişe...
işte karşınızda
kral ve kraliçe...
gösteriyi merak edenler..
kaldırsın ellerini..
Görmek istiyorum gözlerinizdeki
şehveti...
tek kullanımlık bir bilet
masanın üzerinde
dolaştırın gözlerinizi
şanssız bir şanslı
Fark eder belki...
şakağına dayalı revolveri...
3 Mart 2013 Pazar
eğer
eğer gölgelerin ardındaysan
ışıklarımı söndüreceğim...
eğer bir denizin kıyısındaysan
bir dilek şişesinin içinde
ellerinde olacağım...
eğer kansan bir kalpte
ben şansımı deneyeceğim
hoş geldin ölüm...
insanlar
insanlar gökyüzü gibidir
her biri ağladığında
yağmur bırakır...
bazılarının gözyaşı
içimizden birine düşer
iz bırakır en eski acımıza...
Yakar ilk gün ki gibi...
Tanrıya söyledim o kadar...
gözyaşı tuzlu olur mu ki?...
25 Şubat 2013 Pazartesi
beyaz
yazmayı denedim bir kereliğine
aşkı tahtaya
öğretmenim kaldırmıştı
beni ayağa
tutturmuştu elime beyaz
bir tebeşir
soramamıştım ki hocama
nasıl yazılırdı aşk
beyaz bir tebeşirle
beyaz bir tahtaya...
süpürge
dünyanın en aşksız yerinde seni beklerken
neden kaçırdın ki son treni...
en kolayını seçmiştin zaten
çoçukken önüne gelen resimli kitabı boyarken...
aşkı halı arasında saklayakcaktık
süpürgemiz bile yoktu oysa ki...
neden kaçırdın ki son treni...
en kolayını seçmiştin zaten
çoçukken önüne gelen resimli kitabı boyarken...
aşkı halı arasında saklayakcaktık
süpürgemiz bile yoktu oysa ki...
14 Şubat 2013 Perşembe
ne az ne çok
ne kadar az değişmişsin
en çok gözlerin değişmemiş
halen gökyüzü kadar mavi
ne zaman değişir ki gökyüzü?
göz kapakların kapandığında belki...
en çok gözlerin değişmemiş
halen gökyüzü kadar mavi
ne zaman değişir ki gökyüzü?
göz kapakların kapandığında belki...
13 Şubat 2013 Çarşamba
ilahi ihanet
yağmur vurmuş sahile
makyajını tazeliyor gökyüzü
saçları da dağılmıştı
bir teli azalmıştı...
sayarak zor olsa da anlaması
o zoru başarmıştı...
zaman geldi çattı
bir aynaya ihtiyacı vardı..
hemen bir insan
bir de ayna yarattı
aynaya baktı ve gördü yüzünü
biraz parçalı bulutlu
biraz da parçalanmış ruhlu
hüzünlü...
ve sonunda başarmıştı
aşkı ilk insanla tanıştırmıştı...
çok geçmeden ihanetin izleri
sahilde yerini almıştı.
makyajını tazeliyor gökyüzü
saçları da dağılmıştı
bir teli azalmıştı...
sayarak zor olsa da anlaması
o zoru başarmıştı...
zaman geldi çattı
bir aynaya ihtiyacı vardı..
hemen bir insan
bir de ayna yarattı
aynaya baktı ve gördü yüzünü
biraz parçalı bulutlu
biraz da parçalanmış ruhlu
hüzünlü...
ve sonunda başarmıştı
aşkı ilk insanla tanıştırmıştı...
çok geçmeden ihanetin izleri
sahilde yerini almıştı.
19 Ocak 2013 Cumartesi
12 Ocak 2013 Cumartesi
balıkçı teknesinin hayali
geceyi terk etme üzere ay.
kardeşi alacak nöbeti..
kırıyor dümenlerini
balıkçı tekneleri...
rotaları bulmak,
kayıp şehri...
süruyorlar hayallerini peşlerine...
kayıp şehre giden
uçan balık sürülerine...
5 Ocak 2013 Cumartesi
eksik
güneş eksik yıldızlar eksik bu gece
uykum kalmış bir telefon kulubesinde
deniz küsmüş balıklar hüzünlü bir halde...
sen eksik ben eksiğim bu gece
savaş eksik barışı unutmuş şehirde...
yitik,harabe sözler eksik bu şiirde
gözler eksik ruhun verimsiz,
denizin tuzu eksik bu sözlerde
21 Kasım 2012 Çarşamba
çaresizler galerisi
Bir beyaz gül rüzgarı
arkasına aldığında,
dikenlerinden kurtulmak için
koşar uzaklara...
Eğer bulmak istersen beyaz gülü
sor toprağa götürecektir seni
mezarına...
Geldiğinde çaresizler galerisi
durağına...
göreceksin tablonun adını...
Mezarda ki beyaz gülün
kabul olmaz duaları...
arkasına aldığında,
dikenlerinden kurtulmak için
koşar uzaklara...
Eğer bulmak istersen beyaz gülü
sor toprağa götürecektir seni
mezarına...
Geldiğinde çaresizler galerisi
durağına...
göreceksin tablonun adını...
Mezarda ki beyaz gülün
kabul olmaz duaları...
13 Ekim 2012 Cumartesi
kelebek
bugüne kadar aşık olamadım
şiirlerimde yaşayacak birini bulamadım...
bugünden sonra
bir kelebek aşkı yaşatacak
bir kelebek şiirde yaşayacak...
üç gün içinde.
sonsuzluğa uçacak...
20 Eylül 2012 Perşembe
ölü aşk
25 Haziran 2012 Pazartesi
CENNET VAKTİ
Kapat gözlerini görmek
istemiyorum cenneti...
ölüm şimdi sek bir içki
damarlarımda dolaşıyor
sarhoş aşkın ölüm emri...
yaklaşıyor limana
gözlerine giden son gemi...
sabahın ilk saatleri
kuşlar haber veriyor
gör en sevdiklerini.
söylüyorum kuşlara
çağırın sevgiliyi...
zaman artık
cenneti görme vakti...
istemiyorum cenneti...
ölüm şimdi sek bir içki
damarlarımda dolaşıyor
sarhoş aşkın ölüm emri...
yaklaşıyor limana
gözlerine giden son gemi...
sabahın ilk saatleri
kuşlar haber veriyor
gör en sevdiklerini.
söylüyorum kuşlara
çağırın sevgiliyi...
zaman artık
cenneti görme vakti...
6 Mayıs 2012 Pazar
umutsuzluk
papatyayı öldürme
katil ruhlu insan...
onun da insanlara
umut dağıtmaya
hakkı var...
göl kıyısında
ağlayan rüzgar...
yeniden papatyaya
doğru uçsan...
aşkı sevgilinin
kalbine kondursan...
11 Nisan 2012 Çarşamba
9 Nisan 2012 Pazartesi
kirpiğin kadar
ezberimde ki nefret kelimeleri...
gün doğumuna kadar aklımda kalır...
gökyüzünde ki karanlıklar
bir çocuk doğduğunda dağılır...
ay sanki perdenin arkasından
bana gülümserken...
bulutlar her defasında
yeni bir oyun için
perde diye
bağırır...
unut gözlerinde ki parlaklığı
umut göz kapaklarının üstünden
sana bakarken...
aslında aşk sana kirpiğin kadar uzaktır...
gün doğumuna kadar aklımda kalır...
gökyüzünde ki karanlıklar
bir çocuk doğduğunda dağılır...
ay sanki perdenin arkasından
bana gülümserken...
bulutlar her defasında
yeni bir oyun için
perde diye
bağırır...
unut gözlerinde ki parlaklığı
umut göz kapaklarının üstünden
sana bakarken...
aslında aşk sana kirpiğin kadar uzaktır...
26 Mart 2012 Pazartesi
sisler ardında
Sisler içinde kaybettim hislerimi
ellerini uzat ruhuma
kalbime dağat hissettiklerini.
sakla bir defter arasinda sevdiklerini.
bir gùn okursun kaybettiklerini.
olma sakin
sisler ardında ki sevgili
çalmadan yaşam sireni
ağlıyordu uzakta ölüm neferi...
ellerini uzat ruhuma
kalbime dağat hissettiklerini.
sakla bir defter arasinda sevdiklerini.
bir gùn okursun kaybettiklerini.
olma sakin
sisler ardında ki sevgili
çalmadan yaşam sireni
ağlıyordu uzakta ölüm neferi...
14 Mart 2012 Çarşamba
zehirli saat
sebepsizce gitmek vardı dünyadan
sebep neydi ki sizce?
uzak durmak icin bir kadından
ve zevkin günahından...
dokunmak istedim zamana
aktı vücuduma zehir parmak uclarımdan
korkutmak istemedim ki
yelkovanın savunmasız tenini
düştü tenimden
tenine bir damla aşkın tanesi
kıskandı akrep sevgimizi.
zehirledi cok sevdiği yelkovanın tenini.
aşkı göstermedi bir daha tiktaklı kalbimin saati...
sebep neydi ki sizce?
uzak durmak icin bir kadından
ve zevkin günahından...
dokunmak istedim zamana
aktı vücuduma zehir parmak uclarımdan
korkutmak istemedim ki
yelkovanın savunmasız tenini
düştü tenimden
tenine bir damla aşkın tanesi
kıskandı akrep sevgimizi.
zehirledi cok sevdiği yelkovanın tenini.
aşkı göstermedi bir daha tiktaklı kalbimin saati...
3 Mart 2012 Cumartesi
gerçek hayat
yeni bir hayat için
gökyüzünü seyret..
gök gerçek yüzünü gösterecek
yerin yüzsüzlüğüne güleceksin...
ateşe attığında geçmişin kötü izlerini
renk cennetinde siyahlıklarını temizleyeceksin
unutmamalısın...
yaptıklarının arkasında
gördüklerinin aynası var...
22 Şubat 2012 Çarşamba
bulmaca
yeşil atkılı adam oturdu
Barmenin karşısına
ve sonrasında
hayatın bir bulmaca olduğunu söyledi..
barmen ona şöyle cevap verdi:
-soldan sağa kurmaca...
adam sordu:
-Neden ? soldan sağa ...
barmen cevap verdi ...
-çünkü saat soldan sağa akar...
yeşil atkılı adam ertesi gün
bir daha geldi...
yeniden hayatın bir bulmaca
olduğunu söyledi...
bu kez barmen şöyle cevap verdi:
-Yukarıdan aşağı kalp
adam yeniden sordu:
-Bu defa neden yukarıdan aşağı dedin
barmen ona şöyle dedi:
-ilk geldiğin gün sana kurmaca dedim
şimdi de kalp diyorum
çünkü kalbin soldadır.
saatte soldan sağa akar
ve her ikisi de sana
hayatın bulmaca olduğunu görmen için
zaman verir...
12 Şubat 2012 Pazar
5 Şubat 2012 Pazar
uçurum
uçurumun kıyısında
kanadı kırılmış kelebek gibi
uçuyorum
kör balıkçının ışığında
yolumu arıyorum..
nedenini bilmeden ağlayan bebekler gibi.
Aynı duygularla gelebilir misin?
dans kutusundaki kız
kaderini yaşamak
istese de
onun kaderi
başkasının ellerinde...
ağla hisset kaderini...
hayat kısalıyor...
hikayeni yeniden yaşa sevgilim.
kanadı kırılmış kelebek gibi
uçuyorum
kör balıkçının ışığında
yolumu arıyorum..
nedenini bilmeden ağlayan bebekler gibi.
Aynı duygularla gelebilir misin?
dans kutusundaki kız
kaderini yaşamak
istese de
onun kaderi
başkasının ellerinde...
ağla hisset kaderini...
hayat kısalıyor...
hikayeni yeniden yaşa sevgilim.
bir adam
bir adam var intihar etmek isteyen...
önce fotoğraf çektiren.
sonra fotoğrafı ateşe veren
belki bedenini yakmak istiyor
kendi yöntemi ile...
bir adam var yağmurda ıslanmayı
Sevmeyen...
güneşin resmini evinden eksik
etmeyen...
belki evidir dünyası
her zaman güneşlidir havası.
bir adam var aşık olmayı isteyen...
hayalindeki sevgiliyi
gerçekleştiremeyen...
belki hayalleri kısa sürdüğünden..
bir adam yok artık
kendini ifade edemeyen..
kelimeleri halat gibi düğümlenmeyen...
önce fotoğraf çektiren.
sonra fotoğrafı ateşe veren
belki bedenini yakmak istiyor
kendi yöntemi ile...
bir adam var yağmurda ıslanmayı
Sevmeyen...
güneşin resmini evinden eksik
etmeyen...
belki evidir dünyası
her zaman güneşlidir havası.
bir adam var aşık olmayı isteyen...
hayalindeki sevgiliyi
gerçekleştiremeyen...
belki hayalleri kısa sürdüğünden..
bir adam yok artık
kendini ifade edemeyen..
kelimeleri halat gibi düğümlenmeyen...
20 Ocak 2012 Cuma
günler
9 Ocak 2012 Pazartesi
yalnızlığın fiziksel yorumu
ne kadar yalnızım biliyor musun?
saçlarım yalnız kalmasın diye yıkamıyorum...
bitlenir belki yalnızlığını unutur diye...
ne kadar yalnızım biliyor musun?
tırnaklarım yalnız kalmasın diye kesmiyorum...
kir dolar belki içi yalnızlığını unutur diye...
ne kadar yalnızım biliyor musun?
dişlerim yalnız kalmasın diye fırçalamıyorum...
çürür belki yalnızlığını unutur diye...
ne kadar yalnızım biliyor musun?
duş almak beni korkutuyor....
yalnız bırakıcak diye..
ne kadar yalnızım biliyor musun?
yalnızlıktan bedenim çürüyor...
kalbim çürümüşlükler içinde...
anlaşılan yalnızlık
insanı hem fiziksel
hem de ruhsal
öldürüyormuş...
saçlarım yalnız kalmasın diye yıkamıyorum...
bitlenir belki yalnızlığını unutur diye...
ne kadar yalnızım biliyor musun?
tırnaklarım yalnız kalmasın diye kesmiyorum...
kir dolar belki içi yalnızlığını unutur diye...
ne kadar yalnızım biliyor musun?
dişlerim yalnız kalmasın diye fırçalamıyorum...
çürür belki yalnızlığını unutur diye...
ne kadar yalnızım biliyor musun?
duş almak beni korkutuyor....
yalnız bırakıcak diye..
ne kadar yalnızım biliyor musun?
yalnızlıktan bedenim çürüyor...
kalbim çürümüşlükler içinde...
anlaşılan yalnızlık
insanı hem fiziksel
hem de ruhsal
öldürüyormuş...
4 Ocak 2012 Çarşamba
beden
sayarak geçmeyen günler
ölünün ardından okunan dua
açar mı ki ona cennetin kapılarını...
bir cümle düşünüyorum..
noktalama işaretinden habersiz
ya da benim duygularımın
içinde çaresiz...
özgürlük hikayedir aslında...
yazarıdır asıl kahramanı...
oyunlardır kandıran çocukları..
geleceğe kapatır göz kapaklarını...
eğer dünya acı cekmeden değerlenirse
değersiz duygular hak etmez ki acıyı...
kapatın bütün kapıları
görmek istemiyorum suratınızı
daha çok yalan söylerek
arttırınız süratınızı...
ben bekliyorum dalgaların varış tarafında
yada başlangıcında...
tahmin edebilirmisiniz ki
denizin pusulasını...
düşünemeyen akıllar sizin icin acıklar bu zavallı
kıyıda kalın hep size doğru gelir denizin dalgası...
sessizliktir o zaman bedenimin çığlık sesli mızıkası..
geliyorum işte sana usulca
bedeninden cıktıgım asil varlığa
hasretimden aglayan bulutlar yaşlarını bırakmadan toprağa
gözlerimden dökülen yaş sana akıcak toprak ana
27 Aralık 2011 Salı
24 Aralık 2011 Cumartesi
23 Aralık 2011 Cuma
18 Kasım 2011 Cuma
yanlışlık
Yalnızlık en büyük yanlışlıktır.
insanın yalnız olması insanın yanlışıdır.
Ademin doğruluğu Havvaya duyduğu aşktadır...
aşk insanoğlunu yalnızlıktan kurtarandır...
Tanrıdan insanoğluna pembe bir armağandır.
insan bu armağını yalnızlıkla karartır...
benim yanlışım senden uzaklaşmak
yanındayken yaklaşamamak
Tanrıya ulaşamamakmış...
Anladım ki Tanrı her kuluna acımazmış..
inançlarıma saygısızmış...
İnanmıyorum varlığına...
aşk ateist kalbimin ibadet odasında...
insanın yalnız olması insanın yanlışıdır.
Ademin doğruluğu Havvaya duyduğu aşktadır...
aşk insanoğlunu yalnızlıktan kurtarandır...
Tanrıdan insanoğluna pembe bir armağandır.
insan bu armağını yalnızlıkla karartır...
benim yanlışım senden uzaklaşmak
yanındayken yaklaşamamak
Tanrıya ulaşamamakmış...
Anladım ki Tanrı her kuluna acımazmış..
inançlarıma saygısızmış...
İnanmıyorum varlığına...
aşk ateist kalbimin ibadet odasında...
10 Kasım 2011 Perşembe
6 Kasım 2011 Pazar
kıyamet günü
Dunyaya karşı olan
bakış açımı değiştirdim.
karşıma aldım onu
nasihat dinledim...
gözlerinin içine baktım
dalgalı ve hırçın maviydi.
göz yaşları hep içine akardı.
buda tuzlu bir his bırakırdı...
aşık olmuş oda benim gibi
beyaz bulutlardan oluşmuş gelinlikle
gördûğùnden beri...
burada yalnız değil misin ?
diye sorduğumda...
senin gibi değişmek isteyenler
uğrardı dedi arasıra.
kendini özel hissetmelisin.
değişim gerçekleşir yaptiğın
hataların olursan farkında....
bende söz verdim dünyaya
hep arkadaş kaldık
kıyamet denilen gùne varmaya
ramak kaldığında...
çünkü kavuşamamıştık
ikimizde aşkımıza...
intihar etmişti oda
böylece arkadaşlığımız bitmişti
kıyamet denilen gùnùn gelmesi ile...
boş sonsuzluğa....
bakış açımı değiştirdim.
karşıma aldım onu
nasihat dinledim...
gözlerinin içine baktım
dalgalı ve hırçın maviydi.
göz yaşları hep içine akardı.
buda tuzlu bir his bırakırdı...
aşık olmuş oda benim gibi
beyaz bulutlardan oluşmuş gelinlikle
gördûğùnden beri...
burada yalnız değil misin ?
diye sorduğumda...
senin gibi değişmek isteyenler
uğrardı dedi arasıra.
kendini özel hissetmelisin.
değişim gerçekleşir yaptiğın
hataların olursan farkında....
bende söz verdim dünyaya
hep arkadaş kaldık
kıyamet denilen gùne varmaya
ramak kaldığında...
çünkü kavuşamamıştık
ikimizde aşkımıza...
intihar etmişti oda
böylece arkadaşlığımız bitmişti
kıyamet denilen gùnùn gelmesi ile...
boş sonsuzluğa....
5 Kasım 2011 Cumartesi
arı ile insan arasındaki fark
yalnızlık, arı kovanına
giremeyecek kadar büyük...
insanın kalbine girebileceği
kadar küçük...
boşlukta yankılanacak kadar
sonsuzdur...
aşk, birini kandırmak kadar...
ikiyüzlü...
göz yaşlarını akıtmak kadar...
basit
ayrılmak için iki dudak arasında
bir kelimedir...
sevgi, kraliçe arının işçi arılarına
muhtaçlığı
yavrularına duyduğu özlem....
tek başına hayatta kalabilmek için
bir güçtür...
din,ölünün nereye gideceğini
belirleyen bir yol haritası...
insanı otlatan bir çoban...
sürü psikolojisini oluşturan
ve insanıdır ayıran arıdan...
giremeyecek kadar büyük...
insanın kalbine girebileceği
kadar küçük...
boşlukta yankılanacak kadar
sonsuzdur...
aşk, birini kandırmak kadar...
ikiyüzlü...
göz yaşlarını akıtmak kadar...
basit
ayrılmak için iki dudak arasında
bir kelimedir...
sevgi, kraliçe arının işçi arılarına
muhtaçlığı
yavrularına duyduğu özlem....
tek başına hayatta kalabilmek için
bir güçtür...
din,ölünün nereye gideceğini
belirleyen bir yol haritası...
insanı otlatan bir çoban...
sürü psikolojisini oluşturan
ve insanıdır ayıran arıdan...
31 Ekim 2011 Pazartesi
kapı kenarı
kapı kenarı çocuğu
ağlar yağmur yağdığında...
yalnız kalır güneşin her batımında...
koşar uzaklara fırtınada...
kim masumiyeti çağırırsa...
serilir toprağa...
doğar her gün
umut dağıtır
umutsuzluk zamanında...
hüzün yoktur aklında...
Bir bebeğin nedensiz ağlayışı
kadar masumdur
onun hüznü aslında...
sebebsiz gülüşleri vardır...
deli sanmasınlar sakın ama...
onun gülüşü sevgi yüklü
yüzündedir anlamaya çalışsalar
biraz daha fazla...
sakin duruşları vardır...
duruşlarda saklı bakışları...
bakışlarının içinde haykırışları...
burada saklıdır işte
hayatın onun için anlamı
anlatabilse biraz...
çözülür duyguları...
ama onun bu kendine has tavrıdır...
gizlenmiş saklı dünyası...
varla yok arasında artık...
varoluşun tam ortasında...
biri ona hayat verene dek
o kayboluşun satırlarında....
ağlar yağmur yağdığında...
yalnız kalır güneşin her batımında...
koşar uzaklara fırtınada...
kim masumiyeti çağırırsa...
serilir toprağa...
doğar her gün
umut dağıtır
umutsuzluk zamanında...
hüzün yoktur aklında...
Bir bebeğin nedensiz ağlayışı
kadar masumdur
onun hüznü aslında...
sebebsiz gülüşleri vardır...
deli sanmasınlar sakın ama...
onun gülüşü sevgi yüklü
yüzündedir anlamaya çalışsalar
biraz daha fazla...
sakin duruşları vardır...
duruşlarda saklı bakışları...
bakışlarının içinde haykırışları...
burada saklıdır işte
hayatın onun için anlamı
anlatabilse biraz...
çözülür duyguları...
ama onun bu kendine has tavrıdır...
gizlenmiş saklı dünyası...
varla yok arasında artık...
varoluşun tam ortasında...
biri ona hayat verene dek
o kayboluşun satırlarında....
15 Ekim 2011 Cumartesi
uzaktakiler
insanın yanında sevdiklerinden
kimse yoksa...
en yakınındakiler en sevdikleri
olurmuş...
sen şimdi benden çok uzaktasın
en uzağımda ki en sevdiğim
yakınımsın..
zamanla hatırlayamadığım
uzakta ki sevemediğim
olacaksın...
kimse yoksa...
en yakınındakiler en sevdikleri
olurmuş...
sen şimdi benden çok uzaktasın
en uzağımda ki en sevdiğim
yakınımsın..
zamanla hatırlayamadığım
uzakta ki sevemediğim
olacaksın...
siyah bulut ve şeytan
Her karanlık bulutun arkasında
onu aydınlatan güneş vardir.
bulut sadece engeldir.
engeller geçilmez değildir
bu da gùneşin yuceliğindedir
bulutun güçsüzlüğü
kalbinin kararmış olmasındadır.
ya da farkli olmak istemesindedir...
şeytanin izinde gitmektedir
şeytan yaratıcıya baş kaldırmış
farklı olmuştur
siyah bulut ise güneşe...
ikisinin hakimiyeti de geçicidir
aydinliğa uzak
karanlığa yakın yerlerdedir...
onu aydınlatan güneş vardir.
bulut sadece engeldir.
engeller geçilmez değildir
bu da gùneşin yuceliğindedir
bulutun güçsüzlüğü
kalbinin kararmış olmasındadır.
ya da farkli olmak istemesindedir...
şeytanin izinde gitmektedir
şeytan yaratıcıya baş kaldırmış
farklı olmuştur
siyah bulut ise güneşe...
ikisinin hakimiyeti de geçicidir
aydinliğa uzak
karanlığa yakın yerlerdedir...
12 Ekim 2011 Çarşamba
harfler ve renkler
kalemim fırça gibi...
hem yazar yapıyor
hem de ressam beni
kullanmıyorum renkleri..
harflerin rengi yoktur ki...
bu yüzden yazıyorum
yazıların resimli halini...
denizi kara olan yerde
karadan geçiyorum beyaza...
hiç kullanmıyorum
sanmayın renkleri
yaşanılmazdı ki siyah beyaz
televizyonda ki dünya sahnesi...
hayat zaten sahnelerden ibaret
değil midir ki ?
renkli ya da renksiz halini
görmek önemli değil
hissetmektir istediğin rengi....
hem yazar yapıyor
hem de ressam beni
kullanmıyorum renkleri..
harflerin rengi yoktur ki...
bu yüzden yazıyorum
yazıların resimli halini...
denizi kara olan yerde
karadan geçiyorum beyaza...
hiç kullanmıyorum
sanmayın renkleri
yaşanılmazdı ki siyah beyaz
televizyonda ki dünya sahnesi...
hayat zaten sahnelerden ibaret
değil midir ki ?
renkli ya da renksiz halini
görmek önemli değil
hissetmektir istediğin rengi....
22 Eylül 2011 Perşembe
bulanık inançlar
insanın midesi bulandığında
kusamayınca rahatsız oluyor ya
benimde beynimde duygular oluştuğunda
kağıda kusamayınca beynim bulanıyor..
din aslında değilmidir
insanların inandıkları
o zaman neden yargılarlar ki
her insanın vardır bir inandığı...
ben duygularıma inandım
dinimi sorgulatmayan
beynimi bulandıran...
kusamayınca rahatsız oluyor ya
benimde beynimde duygular oluştuğunda
kağıda kusamayınca beynim bulanıyor..
din aslında değilmidir
insanların inandıkları
o zaman neden yargılarlar ki
her insanın vardır bir inandığı...
ben duygularıma inandım
dinimi sorgulatmayan
beynimi bulandıran...
18 Eylül 2011 Pazar
aynadaki özgürlük
hüzünlü bir bakışla başladı her şey
gökyüzü birden karardı
ölüm çanları bizim için çalarken
kayboluşumuzun fermanı açıldı
hislerimiz girdap içindeyken
güneş en güzel halini bizden sakladı
aynayı koymak istedim gidenin arkasına
hep bana geldiğini görmek istiyordum
yavaşça bana yaklaştığında...
kendimi mutlu etmek istiyordum
inandıklarımla
gittiğini hissediyordum galiba
öldüğümde cam kırıkları
dağılmıştı odaya...
özgürlüğüne kavuşmuştu sonunda..
öğrenmişti o da özgürlük aynanın arkasında
gökyüzü birden karardı
ölüm çanları bizim için çalarken
kayboluşumuzun fermanı açıldı
hislerimiz girdap içindeyken
güneş en güzel halini bizden sakladı
aynayı koymak istedim gidenin arkasına
hep bana geldiğini görmek istiyordum
yavaşça bana yaklaştığında...
kendimi mutlu etmek istiyordum
inandıklarımla
gittiğini hissediyordum galiba
öldüğümde cam kırıkları
dağılmıştı odaya...
özgürlüğüne kavuşmuştu sonunda..
öğrenmişti o da özgürlük aynanın arkasında
5 Eylül 2011 Pazartesi
3 Eylül 2011 Cumartesi
imkansızlık
karanlıkta aynaya bakmak gibidir
Sana bakmak
baktığını hissedersin ama bir şey
göremezsin
uçurtmayı uçurmak gibidir yaşamak
ipleri elinde rüzgarı sırtında
her fırtınada ters akıntıda
imkansızdır işte böyle hayat
seninle gölgede sensiz bedende.
Sana bakmak
baktığını hissedersin ama bir şey
göremezsin
uçurtmayı uçurmak gibidir yaşamak
ipleri elinde rüzgarı sırtında
her fırtınada ters akıntıda
imkansızdır işte böyle hayat
seninle gölgede sensiz bedende.
24 Ağustos 2011 Çarşamba
22 Ağustos 2011 Pazartesi
dinlenmenin özü
dinlenmiş insanlar
korkak insanlardır..
değiştirilmiş özleri
insanlıktan uzak
taraftadır..
düşünemezler giden sözleri
dinlemekten uzaktır
kalpleri..
belki de kesiktir kulakları
bir yanlış görseler
tükürür dudakları...
özüne döner vucudları
yaptıklarının farkındamıdırlar
en yakınlarıdır reddettikleri
şeytan arkadaşı...
hiç sevmezler sözde içindeki varlığı
kaybettikleri işte burada yazan
akıldır
dinlenmekten uzak
doğruları dinlemeye yakındır...
aslında kendi içinde
özü değiştirilmemiş olandır...
korkak insanlardır..
değiştirilmiş özleri
insanlıktan uzak
taraftadır..
düşünemezler giden sözleri
dinlemekten uzaktır
kalpleri..
belki de kesiktir kulakları
bir yanlış görseler
tükürür dudakları...
özüne döner vucudları
yaptıklarının farkındamıdırlar
en yakınlarıdır reddettikleri
şeytan arkadaşı...
hiç sevmezler sözde içindeki varlığı
kaybettikleri işte burada yazan
akıldır
dinlenmekten uzak
doğruları dinlemeye yakındır...
aslında kendi içinde
özü değiştirilmemiş olandır...
20 Ağustos 2011 Cumartesi
bahçe
olmak istediğim yer
ölmek istediğim yerdir.
dua okunan güzel bir bahçedir..
en güzel çiçeği sensin
bedenimden yükselensin..
yaşarken kimse olmasada yanımda
güzel kokunla çektin
insanları yanıma...
sessizliğin son durağı olsada burası
sensizliğin son durağı değilmiş
anladım bir kez daha...
ölmek istediğim yerdir.
dua okunan güzel bir bahçedir..
en güzel çiçeği sensin
bedenimden yükselensin..
yaşarken kimse olmasada yanımda
güzel kokunla çektin
insanları yanıma...
sessizliğin son durağı olsada burası
sensizliğin son durağı değilmiş
anladım bir kez daha...
14 Ağustos 2011 Pazar
12 Ağustos 2011 Cuma
tren yolculuğu
ellerim beden üzerinde dolaşan bir köle
içimdeki duygu ifade edilmez şekilde
kelimeler kağıt üzerinde
hareket etmeyi bekleyen bir
makinisti ölü bir bedende..
sebebsiz yere gitmez belki
hareket saati
güneş vakti
karanlık bulutlar hic göstermez ki
güneşin saatini
her zaman yagmur yagar
kelimilerinin üstüne
Duygularını değiştiricek
bir kurtarıcı gelmediğindendir
belki
çıkıyor artık yola tren...
yolunu bilmeden...
ilk durakta ki ölümü
yolcularına hissetirmeden
kelimelerinin ölmediğini
bildiğinden...
11 Ağustos 2011 Perşembe
boş yarış
Nefesim peşinde koştukça tıkanır.
kalbim daha da hızlanır.
yorulmam gerekirken yarışlarımda.
ben her zaman yeniden başlarım.
kürek çekmelerim boşa giderken...
hızlanırım...
hiç bir zaman yol katedemezken
sana koşarken sil baştan yaparım...
ne sabah ne akşam ulaşabilirim sana...
bu koşuşturma sürekli döner başa...
anlıyorum ki artık çok yorulmuşum
umutlarımda kaybolmuşum.
kalbim daha da hızlanır.
yorulmam gerekirken yarışlarımda.
ben her zaman yeniden başlarım.
kürek çekmelerim boşa giderken...
hızlanırım...
hiç bir zaman yol katedemezken
sana koşarken sil baştan yaparım...
ne sabah ne akşam ulaşabilirim sana...
bu koşuşturma sürekli döner başa...
anlıyorum ki artık çok yorulmuşum
umutlarımda kaybolmuşum.
10 Ağustos 2011 Çarşamba
8 Ağustos 2011 Pazartesi
defter
boş bir deftere anlatıyorum seni.
kalın uçlu kalem ile
daha kalıcı olman dileğiyle.
üstten iki parmak
yanlardan bir parmak boşluk bırakmıyorum
sevgim sınırlı olmasın diye.
yönetmen
şifrelirüyalar
dün yalnızlıkların haykırışlarını
goz bebeklerinin aglayışlarını
goz kapaklarının kapanışlarını gördüm
dün hissettim ellerinin yumuşaklığını
tırnaklarının keskinliğini
acı cekmenin dayanılmaz hafifliğini
uyandım ve gerceklerin bu kadar
acınası satırların bu kadar tutarsızlığını
hissettim.
bugun yeni bir güne söz verdim
ve yeni bir hikaye icin
şifreli rüyalar istedim
kadavra
Göz kapaklarını kapat mezarım
açık kalmasın!
Ağlamayı unutma toprağım kurumasın
Gözlerinde ki bebek ise
bedenimi tanısın.
Zamanı durdurmasın ve...
Bu derin uykudan uyanmasın!
ruhum artık senin gözlerinde
bedenim ise toprağın altında
bir kadavra!
Kaybolan Geçmiş
kilitli kapılar
Ben her zaman kilitli kapılar ardından baktım dünyaya.
.Bazende kilitledim.kapıyı dünyaya.
kopmayı bekleyen fırtına gibi
kopmayı bekleyen fırtına gibi
ormanın korkuları benim ruhumda.
durmadan anlatsamda.saat kulesi ışığında
koş koş sevgilim .hikayeler anlat bana
koşmayı dene sevgilim susmayı ögrendigin gibii..
dokunmadan hisset ruhumu
kandırdığın cocukların ruhları misali
koş koş sevgilim anlat bana geçmişi
seçmek için sevmeyi....
hissedilmez ağırlıklar
Gökyüzü ağlıyor bu gece...
Bulutlar üzerimde gezdikçe...
Bir yaprak düşüyor ağaçlardan.
Sonbaharı kucakladıkça...
Bak nasıl heyacanlı beyaz kağıtlar..
Kalemimde dirildikçe ölü duygular...
Son sayfası olmayan kitap gibidir artık hayat..
Neye yarar ki baştan başlamak...
Okyanusu taşıyan toprak gibisin
Yükü ağır.Aslında sadece sudan...
Kukla
Kukla misali duygular...
kontrol hep başkasında.
hakimeyet yoktur kuklalarda...
kalpten içeri giremedikten sonra.
Faydası yoktur aslında
hiç bir zaman sahip olamıyacaksın ki ona...
özgürlük istesende sen
tahta bir iskeletten ve....
yükünü taşıyamayan kalpten oluşur
beden...
kontrol hep başkasında.
hakimeyet yoktur kuklalarda...
kalpten içeri giremedikten sonra.
Faydası yoktur aslında
hiç bir zaman sahip olamıyacaksın ki ona...
özgürlük istesende sen
tahta bir iskeletten ve....
yükünü taşıyamayan kalpten oluşur
beden...
hücre
karanlığımı aydınlatıyorsun.
umutsuzluk dağatarak
bedenimi uyandırıyorsun..
hücrelerim de bölünürken sen
acı ceken ben...
durduramazmısın bu azabı
söz veriyorum sana
uğramıyacak ruhumun gazabı
gel hayalimizi gerçekleştirelim
bir kaşık suda boğularak
ölelim...
Gölgeler şehri
karanlıkta ki ölülerin şehridir
bir cok yalanlar söylenir..
birbirilerinin gözlerini görmedikleri için..
güneşe tapılır bu şehirde..
o olmazsa oluşturamazlar kişiliklerini..
yücelmek.
büyümek istedikleri zaman
ışıktan uzaklaşırlar...
unutmamadırlar ki ışıktan uzaklaştıkça...
ölüme yaklaşırlar...
ağlamaz bu insanlar
o kadar ki ruhsuzdurlar...
göz yaşları yoktur...
bu nedenle aşık olamazlar..
öğrenilmemiş çaresizlikler.
Güneşe doğrudur bedenim..
aydınlıktır asil niyet
sana doğrudur yüregim
aşktır hedef....
canlı olan bu cesetteki ruhtur elbet..
dünyadır ici insan dolu kirli sepet...
neden kadın ister ki?
kendini seven bir erkek...
platonik kalır erkek hep.
mezar iki kişi değildir ki
dünya büyüsün sabret...
öğrenilmemiş çaresizliği öğret....
ögrenilsin ki
yaşadığını fark etsin bu hasret
....
aydınlıktır asil niyet
sana doğrudur yüregim
aşktır hedef....
canlı olan bu cesetteki ruhtur elbet..
dünyadır ici insan dolu kirli sepet...
neden kadın ister ki?
kendini seven bir erkek...
platonik kalır erkek hep.
mezar iki kişi değildir ki
dünya büyüsün sabret...
öğrenilmemiş çaresizliği öğret....
ögrenilsin ki
yaşadığını fark etsin bu hasret
....
sürreal
Umutlarım vardı elimde
kalbimin yolunda sırada duran..
o dalın yeşermesi çok doğal
benim yaşamam ise sürreal
ağaçtan düşen yaprak misali
gercekler...
zamanı geldiğinde yaşanan...
zamanı geldiğinde yaşanan...
ayrılıklar ise durmadan...
şimdi anlıyorum senin bağlılığını
yelkovanın akrebe sadıklığını...
önemsiz gözükür aslında
salisenin varlığı
anlayacağız zamanla
beklemeyi öğrendikçe
aynalara bakmaya küsmedikçe..
ve bir gün gelecek. yaşam toprakla bütünleşecek sürreal umutlar gerçekleşecek...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)